Page 32 - mayisyeni
P. 32
Rabia Sarı
@rabia_sa1
BEKLEYİŞLER
- Geçen gün “Bir çırpıda tamamladım.” dedi- bünü vardı gerçi. Sıranın sonundan dürbünle
ğim bir öykü yazdım. Ama günler sonra yaz- baka baka ilerliyorlardı.
dıklarıma bakınca dedim ki “Bunlar ne!” Her
yerinden dökülüyor kelimeler. - Değişik bir tecrübeymiş, fakat bu anlattıkla-
rının sonunu nereye bağlayacaksın merak edi-
- Dur suratını asma hemen, bir kere sen, düne yorum.
göre aynı sen değilsin ki. Değiştin, geliştin,
ilerledin. Öykünse yerinde saymış oldu. Tek - Yani, yazıdan çok uzaklaşınca, “Ne yapaca-
yapman gereken acele etmemek. Hem “Yaz- ğım ben şimdi?” diye üzgün üzgün somurtaca-
dım oldu, bitti.” fikrini de çıkar aklından. An- ğıma elime bir dürbün alayım diyorum. Mona
lamıyorum ki, sabırla yemek yapmayı, hamur Lisa’yı izler gibi, yazıyı da tekrar tekrar, tüm de-
mayalamayı, çay demlemeyi, aylarca ilmek il- taylarıyla inceleyeyim, toparlayayım.
mek motif işlemeyi biliyor da insan, şu yazma
işinde hep tam tersi olacakmış gibi düşünü- Tabi dürbünle bakarken neden çok uzaklaştı-
yor. “Kalem ne kadar gelişirse, yazmak da o ğımı da araştırmış olurum. Belki öykü tıkanmış,
kadar kısalacak.” inancı. akmamıştır. Hem akarsular, nehirler engellerle
fazla ilgilenmez ki. Bir engel gördüler mi biraz
Ayrıca sıkıcıymış gibi gelebilir ama olumlu iteklerler, baktılar olmuyor, yön değiştirirler. Ve
tarafı da var. Beklerken önünde sonunda gü- akışlarını kilometrelerce kesintisiz olarak ta-
zel olacağına dair inancı yitirmemek... Doğru mamlarlar. O yüzden tıkanan yerlerde bakış
tariflerle yapılmış mayalı hamurun, sonunda açımı değiştirirsem gereksiz zorlanmam diye
lezzetli bir ürüne dönüşmesine gösterdiğimiz düşünüyorum.
kalpten inanç gibi.
***
Tabi, bunun da bir sınırı var. Dönüp dönüp
bakacaksın ürününe. Olmamışsa tekrar yo- (Yarım saat sonra)
ğuracaksın. Beklerken uzaklaşıp, zihninin
geri planda çalışmasını sağlayacaksın. Ancak -Deminden beri yazma işinde sabrın ne kadar
beklemeyi de çok uzatmayacaksın. Misal, dı- faydalı bir şey olduğunu konuşup duruyoruz
şarıda çok bekleyen yoğurt ekşir, çay acılaşır. da bekleyişler hala çok sıkıcı geliyor bana.
Yazıysa unutulur.
- Eh, beklerken eğlenceli şeyler yap sen de. Puf
puf kabarmış bir poğaça. Yanına da tam kıva-
- Aa, Louvre müzesindeki Mona Lisa gibi. Sa-
atlerce sıra bekledikten sonra, sadece çok mında demlenmiş çay. Üff, olsa da yesek!
uzaktan bakılmasına izin verildiğini fark et- Not: Akarsular fikrini veren Erdoğan Ergin’e
tiğim an yıkılmıştım resmen. Bazılarının dür-
kalpten teşekkürler…
32 • www.lokumdergi.com