Page 16 - mayisyeni
P. 16
HIMHIM
Mahide Uysal
@beeyazincii
Sulu sulu, nasıl da güzel görünüyorlardı.
Kırmızı, kıpkırmızı parlak yüzleriyle, çok lezzetliyiz dercesine
göz kırpıyorlardı elmalar.
“Acıktım mis gibi de kokuyorsunuz “diyerek konuştu kendi ken-
dine Hımhım.
“Çok yukarıdasınız keşke biraz alçakta olsanız da afiyetle ye-
sem sizi.” diyerek konuşmaya devam etti içinden.
Ormanın en minik, en kara, en kısa bacaklı, böceğiydi Hımhım.
Kendisi biraz oburdu. “Meyve oburuyum ben,” derdi.
Severdi hımm hımm diye yemeyi, her meyveyi, Hımhım’dı bu
yüzden ismi.
Ormanın en minik, en kara, en kısa bacaklı bu böceği, ormanın
en uzun elma ağacındaki elmaları hemen yemek istiyordu.
Çünkü karnı zil çalıyordu.
Bir yerden başlamalıydı, ulaşmalıydı onlara.
Başını yukarı doğru kaldırdı, attı bacağını ağacın gövdesine.
Tıkır mıkır, takır tukur, yürümeye başladı.
16 • www.lokumdergi.com