Page 19 - mayisyeni
P. 19

Çocuk ve Edebiyat Dergisi








        Çocukluk  ve  gençlik  yıllarımda  nezakete  verilen   yoktu hayatımızda!) Böylece hangi masalı istiyorsa
        önem,  yaşamım  boyunca  beni  etkilemiştir.  Yazma   kucağımdaki  kâğıt  yığınından  hemen  çekip  çıkarı-
        serüvenim boyunca da bu özlemi, kahramanlarım      yor, oradan okuyordum.
        aracılığıyla kitaplarımdan okurlarıma yansıtmışım-  Yıllarca  Hayat  Mecmuası  ve  Ayna  gibi  dergiler-
        dır. Bir de iletişimsizlik beni çok etkilemiştir. Bu ne-  de köşe yazarlığı yapmış, El Ele dergisine ek dergi
        denle her kitabımda iletişimin gücüne vurgu yapar,   hazırlamış,  Mandrake,  Kızıl  Maske,  Zagor  gibi  çiz-
        sorunların  olumlu  iletişimle  kolayca  çözülebilece-  gi  romanların  çevirilerini  yapmış,  ama  asıl  tutkum
        ğini ortaya koyarım.
                                                           olan kitap yazma hayalimi, ne yazacağımı bir türlü
        4-Yazma  rutini  hakkında  ne  düşünüyorsunuz?     keşfedemediğimden  gerçekleştirememiştim.  Yaza-
        Yazma rutininiz var ise bu konu hakkında bizi bi-  cağımı çocukluğumdan beri biliyordum, hep bildim;
        raz bilgilendirebilir misiniz? Ya da yazmak için il-  ama çocuklar için yazacağım aklımın ucundan bile
        ham gelmesini bekleyenlerden misiniz?              geçmemişti. O nedenle, kucağımdaki masalların her
                                                           birinin bir çocuk kitabı olacağını fark etmek, benim
        Kesinlikle  ilham  bekleyenlerdenim.  Aklıma  özgün   için büyük sürpriz oldu.
        bir  konunun  düşmesi,  beni  heyecanlandırması,
        yazmak için kışkırtması gerek.                     6-Kitaplarınızda sizi yansıtan karakterleri anlatma-
                                                           yı mı yoksa kendinizden soyutladığınız karakterleri
        “Yazma rutini” derken fiziki koşullardan söz ediyor-  anlatmayı mı daha çok seviyorsunuz?
        sanız, hayır, yazabilmek için hiçbir özel mekân ya
        da zaman beklentim yok. Her yerde yazabilirim, ye-  Her  ikisi  de  olabiliyor  aslında  ama  ben  daha  çok
        ter ki önümde bir bilgisayar olsun. Gece-gündüz,   kendimden soyutladığım ve kendimi ‘o gibi’ sandı-
        evde-işte  ya  da  tatilde…  Hiç  fark  etmez.  Aklımda   ğım karakterler kurmayı seviyorum. Yani karakterle
        dönüp dolaşan ve beni dürten bir konu varsa, her
        an her yerde yazarım.
        5-Yazmaya  küstüğünüz  zamanlar  oldu  mu?  Oldu
        ise yeniden yazmanıza sebep olan olaylar nelerdir?
        Geçmişte epey düş kırıklıkları yaşadım. Hangi ka-                                                 Aytül Akal, Özçekim Aytül Akal, Özçekim
        pıyı çalsam kapalıydı. Yıllarım maddi manevi mü-
        cadeleyle geçti. Doğaldır, birçoğumuz gençliğimiz-
        de  böyle  hissetmişizdir,  hatta  kendini  daha  ağır
        koşullar nedeniyle kapana kısılmış hissedenler de
        olmuştur. Benim yapmak isteyip de yapamadığım
        çok  şey  vardı;  kapana  kısılmışlık  duygum  çokça
        bundandı.  Tutkularım  bedenimden  taşarken  ve
        aklım düş dünyasında özgürce dolaşırken, ben da-
        racık kafesinde dolanıp duran bir aslan gibi hisse-
        diyordum kendimi. Tutsaklıktan kurtulmak için ça-
        lışmak, çok çalışmak zorundaydım. Yaşama ve düş
        kırıklıklarıma  olan  hıncımı  da  sanırım  kendimden
        çıkarmaya  kalktım  ki  “Bir  daha  yazmayacağım.”
        dedim; ne kadar öyküm, şiirim varsa yırttım, parça
        parça ettim. Ve on yıla yakın yazmadım da. Hayal-
        lerime  gözlerimi,  tutkularıma  kulaklarımı  tıkadım,
        kendimi yalnızca benden beklenen işleri yapmaya
        ve çocuklarıma iyi bir anne olmaya adadım.
        O küskünlük sürecinde, bir kez okuduğumuz kitap-
        ları ikinci kez dinlemek istemeyip benden yeni ma-
        sallar isteyen küçük oğluma masallar uydurmaya
        başlamıştım. Bazen de daha önce dinlediği masalı
        tekrar  anlatmamı  istiyordu.  Onları  unutmayayım
        diye  daktiloda  temize  çekip  başlıklarına  göre  al-
        fabetik sıraya dizdim. (1989’da bilgisayarlar henüz




                                                                                                  söyleşi 19
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24